Uykusuz dergisi bu hafta kapakta, muhalefet olsun diye, Somali'ye yapılan ziyareti eleştirmiş.
Ben de bu kapaktan yola çıkarak, Somali meselesine yaklaşımları yazmak istiyorum. Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu dahi Somali'ye gitmişken, bu insanlık dramı üzerinden muhalefet yapmak, en hafif ifadeyle basiretsizliktir. Hele, yapılan yardımları ve yardım toplayan kuruluşları eleştirmek, yapılan yardımların çalınacağı iftirasını atmak, insaftan değil, ahlaktan ve insanlıktan nasipsizliktir. Hafif ifade edebilmek mümkün değildir bu utanmazlığı. Afrikalı çocukların fotoğraflarını görüp de, onlara yapılan yardımlara göz dikebilecek kadar alçak bir insan var mıdır? Bu iftirayı atanlar böyle birşey yapılacağına nasıl imkan verirler. Nasıl utanmadan iftira atabilirler, bunu tahayyül edebildiklerine göre kendi namusları buna elveriyor mudur?
Aynı aymazlıkla, yapılan yardımların İslamcı kuruluşlar üzerinden yapıldığını söyleyebilenler, bunu eleştirmeye kalkanlar da çıkıyor. Peki ellerini kollarını bağlayan mı var, o kuruluşlara güvenmiyorsan, kendin yardım topla, yardımı sen yap. Gidenleri beğenmiyorsan, sen git o zaman.
Sanal milliyetçilerin, video ulusalcılarının, entelektüel aptalların mantıktan habersiz olduklarını biliyorduk ama, vicdandan da nasipsiz olduklarını öğrenmek bu olaya nasipmiş. Sadece kendi halklarına değil, tüm insanlığa düşman olmuşlar, yazıktır.
Bu insafsızlık hakkında, olabildiğince hafif kelimeler seçerek yazmaya çalıştım, "dilsiz şeytan" olmaktansa, anlamayacaklarını bilsem de yazmayı yeğledim.
Son olarak, Uykusuz dergisi geçen hafta kapakta Karl Marx'ın bir sözüne yer vermişti, arka kapakta ise "küçük burjuvanın büyük ahlaksızlığına övgü" yani kısaca Otisabi vardı. Olağan ulusalcı çelişkisinde olan bir dergiden, Somali konusunda başka birşey de bekliyor değildim. Uykusuz dergisini okurum, okurken gülerim, ama okuduğum herşeye inanacak değilim.
Bunları yazmamda, Uykusuz dergisi kadar, facebook'ta paylaşılan videoların da payı var. Ne idüğü belirsiz videolarla hayatıma yön verecek değilim, neyin nesi olduğu belli olmayan videolarla hayatını şekillendirmemeyi, aklı olan herkese nacizane tavsiye ederim. Mantık, akıl, izan belli bir yaşa gelmiş, üniversite sıralarında dirsek çürüten insanlarda olması gereken temel özelliklerdendir.
Ben de bu kapaktan yola çıkarak, Somali meselesine yaklaşımları yazmak istiyorum. Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu dahi Somali'ye gitmişken, bu insanlık dramı üzerinden muhalefet yapmak, en hafif ifadeyle basiretsizliktir. Hele, yapılan yardımları ve yardım toplayan kuruluşları eleştirmek, yapılan yardımların çalınacağı iftirasını atmak, insaftan değil, ahlaktan ve insanlıktan nasipsizliktir. Hafif ifade edebilmek mümkün değildir bu utanmazlığı. Afrikalı çocukların fotoğraflarını görüp de, onlara yapılan yardımlara göz dikebilecek kadar alçak bir insan var mıdır? Bu iftirayı atanlar böyle birşey yapılacağına nasıl imkan verirler. Nasıl utanmadan iftira atabilirler, bunu tahayyül edebildiklerine göre kendi namusları buna elveriyor mudur?
Aynı aymazlıkla, yapılan yardımların İslamcı kuruluşlar üzerinden yapıldığını söyleyebilenler, bunu eleştirmeye kalkanlar da çıkıyor. Peki ellerini kollarını bağlayan mı var, o kuruluşlara güvenmiyorsan, kendin yardım topla, yardımı sen yap. Gidenleri beğenmiyorsan, sen git o zaman.
Sanal milliyetçilerin, video ulusalcılarının, entelektüel aptalların mantıktan habersiz olduklarını biliyorduk ama, vicdandan da nasipsiz olduklarını öğrenmek bu olaya nasipmiş. Sadece kendi halklarına değil, tüm insanlığa düşman olmuşlar, yazıktır.
Bu insafsızlık hakkında, olabildiğince hafif kelimeler seçerek yazmaya çalıştım, "dilsiz şeytan" olmaktansa, anlamayacaklarını bilsem de yazmayı yeğledim.
Son olarak, Uykusuz dergisi geçen hafta kapakta Karl Marx'ın bir sözüne yer vermişti, arka kapakta ise "küçük burjuvanın büyük ahlaksızlığına övgü" yani kısaca Otisabi vardı. Olağan ulusalcı çelişkisinde olan bir dergiden, Somali konusunda başka birşey de bekliyor değildim. Uykusuz dergisini okurum, okurken gülerim, ama okuduğum herşeye inanacak değilim.
Bunları yazmamda, Uykusuz dergisi kadar, facebook'ta paylaşılan videoların da payı var. Ne idüğü belirsiz videolarla hayatıma yön verecek değilim, neyin nesi olduğu belli olmayan videolarla hayatını şekillendirmemeyi, aklı olan herkese nacizane tavsiye ederim. Mantık, akıl, izan belli bir yaşa gelmiş, üniversite sıralarında dirsek çürüten insanlarda olması gereken temel özelliklerdendir.
güzel olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilbiraz geç gördüm, özür diliyorum. teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
YanıtlaSil