Bugün
Yarım yazılar. Çünkü ne yazsam yarım kalıyor ne zamandır,
öyle. Öyleyse, zamanında blogda yarım kalan parçaları bir araya getireyim
dedim, yaşadığıma dair bir işaret olsun. Yaşıyorum. Kâbuslar görüyorum, içinden
çıkılmayan labirentler, sahte uyanmalarla dolu kâbuslar. Sizin sahte
sevmeleriniz varsa, benim sahte uyanmalarım var. En sonunda küçük rüyadan,
büyük rüyaya uyanıyorum bir şekilde. Hangisi gerçek? Hâlâ büyük olanı. Kelebek
değilim ben.
***
6.1.2010
Eskiden birini severdim, yağmurlu havaları sevmezdi. Şimdi
ben biliyorum, yağmuru seviyorum, şimdi ben kendimi biliyorum, daha önce
bilmemiş gibi. Ben seviyorum, tüm o kelimeleri, kedileri, tınısını koklamayı
bir şarkının, bir kelimeyle acemice oynamayı, hep acemi olmayı.
Sevdiğim tüm kadınları daha seviyorum bugün. Hatıralarının hangi uçsuz bucaksız sokaklarında unutmuş olurlarsa olsunlar, hangi haritanın hangi bilmediğim köşesinde kime uzanıyor olursa elleri... Olsun.
Kelime işçisi olduysam onlar yüzünden, düşçü ve daima kay…
Sevdiğim tüm kadınları daha seviyorum bugün. Hatıralarının hangi uçsuz bucaksız sokaklarında unutmuş olurlarsa olsunlar, hangi haritanın hangi bilmediğim köşesinde kime uzanıyor olursa elleri... Olsun.
Kelime işçisi olduysam onlar yüzünden, düşçü ve daima kay…