Gelmeyen yaz, baharda bir güz süregeliyor. Sürsün efendim, başım gözüm üstüne, güz olmasa olmazdık kadar, ama bahar, hani yaz diye üşünüyor. Sonra işte kulak kanamam sayıklıyor, güz sanıyor, yanılıyor. Yanılmak da var, kulak kanamam da yanılabilir, bilmelidir, yanılmadan biz olmazdık, ama üşeniyor. Gelirgeçer doğrular yaratıyor acele, işiymiş gibi, oysa aylak bir kulak kanamasından ötede değil, olamaz. Hem de geceyi sever. Düşünüyor.
Canbaz, gül ile diken arasında âli cengiz bir cesaretle dolanıyordu. Gözlerinde başka bir yarının ümidi dolanıyordu. Dili dolanıyordu, aklı dolanıyordu. Şehirler, şehirlere dolanıyordu. Şehir şehir dolaşırken, şarabın ateşiyle hoş iki başın, baş başa bir fotoğrafı aklında dolanıyordu. Bir cumartesinin umudu dilinde dolanıyordu canbazın. Canbaza dikkatle bakanlar; onun gözlerinde çözülmeyi bekleyen bir yumak gördüler. (9 Temmuz 2024, 20:30, Taksim Gezi Parkı)
Yorumlar
Yorum Gönder