sonra zihnimde siyah bir kahve bulanıklığı. karasoğuk körsoğuk bir akşam yaklaşıyor gözlerini görmeyeceğim hiçbirisinin. söylemekten yoruldum aynıyı hep benzer bir kucaklaşma. gölgelerin oyunundan önce yüzlerinde kadınların hikâyelerini okuyorum. birkaç tane insan var kara ağacın yaprakları olarak. herbirisini görmezden geliyorum. eski bozuk zamanlar gibi akşam başımın içinde doğuyor. eski yurtlarıyla insanlar gözleriyle öylece bakıyorlar boşluğa ve doldurmuyorlar kelimenin anlamını. sahte peygamberleriyle bir akşam başımda uğultu vişne çürüğü bir körçiçek dudaklarıyla kesinliyor açlığı. keskin bir hiçbirşey doğuyor içime geliyor aklıma bir çocuk olarak. başımı taşıyamıyorum eğiyorum körlüğü okuyorum yerde yazmıyor bir mesel olarak. şiir konuşup kitap susmak istiyorum hep susuyorum sonra.
Canbaz, gül ile diken arasında âli cengiz bir cesaretle dolanıyordu. Gözlerinde başka bir yarının ümidi dolanıyordu. Dili dolanıyordu, aklı dolanıyordu. Şehirler, şehirlere dolanıyordu. Şehir şehir dolaşırken, şarabın ateşiyle hoş iki başın, baş başa bir fotoğrafı aklında dolanıyordu. Bir cumartesinin umudu dilinde dolanıyordu canbazın. Canbaza dikkatle bakanlar; onun gözlerinde çözülmeyi bekleyen bir yumak gördüler. (9 Temmuz 2024, 20:30, Taksim Gezi Parkı)
Yorumlar
Yorum Gönder