doğrusunu isterseniz, doğrusunu ben de bilmiyorum. aslını bilmiyorum, belki de bir aslı yoktur. aslı astarı yoktur yani belki tüm bu dediklerimin. belki ben yokumdur, belki de siz. hepimiz yokuzdur yahut hiçbirimiz vardır belki.belki yahut kesinlikle. yine de çok emin değilim. bilmediğimden de emin değilim, biliyor da olabilirim. bilinemeyeceğini yani. bilinmezin bilinmezliğini bilmek de iş mi yani? lafı güzaf! fasarya! ama öyle, ne diyebilirim şimdi size. karıncalanıyorum. aklım, elim, ruhum, başım. aslında ne çok iyi biliyorum sonumu.
“ eski bir şarkı belki bir şiir ” İzmir’in ayazında evvelki yazgılardan ismimi sildim seni tanıdım ama hatırlayamadım senlerin içinde seni ayıramadım İzmir’de ısıtmaz güneş yanımda azalırken bir çınarın gölgesi karşımda cumartesinin eksiği karagöz oyunlarının gölgesi çelebinin rüyası hezârfenin düşüşü hacıvatın kibirli sessizliği birinci yalnızlığımdan arda kalan yeni veliahtların masaya düşen gölgesi şairlerin eski ahitleri cümle hataların güncesi benim yarınım benim dünüm yanaklarım bileytaşı temel temelsiz direklararası böyle yıkılmaz (yalnız bu şarkı kırmızıdır çabuk çarpar şimdiden şehla bakıyor gözlerin) İzmir şehrim işim resim yazmaktır Sen miydin belkahveden bir yazıyla indiğim senin yüzünden seninle gözlerin sizli tafsilatını bilmiyorum tanrım bilir taksiratımı ve sakallarımı ben hatıralara inanmıyorum barikatlara ve dağlara da amentüsü inkar olan o kadın sen miydin belma sebil miydi eski birşey maalesef aklımda hergün hakikat şarkısının eksik notası (Dün bir gün seni de gördü...
Yorumlar
Yorum Gönder