Tuhaf hikâyeler her zamanki gibi, yazdım.
Yazısını okuyorum, yanılıyorum. Yanıldığım hakkında bile yanılıyorum. Sonra alışıyorum. Hangi yanılgının doğru olduğunu bilemiyorum aralık akşamlarında.
Yüzü yok yazının, gözleri yok, gözlerinde görebilirdim oysa hangiyi. İstesem gözlerini de görürüm ya, demek ki bu belirsizliği hakikâta yeğliyorum. Hakikâtın soğuğuğuna.
İstese zaten gözleri olurdu, o da bir yazınının muğlaklığını yeğliyor. Sorunun çengeline asıyor beni, kendimden, adımdan başlayarak. Bir çocuğu çağırıyor içimden, azarlıyor. Bir adamı yazdırıyor içimden, öpmüyor.
Bir çağrıyı alıyor elimden, unutuyor.
Bir kadını oyuyor kendinden de kedileri sevmiyor.
Yazısını okuyorum, yanılıyorum. Yanıldığım hakkında bile yanılıyorum. Sonra alışıyorum. Hangi yanılgının doğru olduğunu bilemiyorum aralık akşamlarında.
Yüzü yok yazının, gözleri yok, gözlerinde görebilirdim oysa hangiyi. İstesem gözlerini de görürüm ya, demek ki bu belirsizliği hakikâta yeğliyorum. Hakikâtın soğuğuğuna.
İstese zaten gözleri olurdu, o da bir yazınının muğlaklığını yeğliyor. Sorunun çengeline asıyor beni, kendimden, adımdan başlayarak. Bir çocuğu çağırıyor içimden, azarlıyor. Bir adamı yazdırıyor içimden, öpmüyor.
Bir çağrıyı alıyor elimden, unutuyor.
Bir kadını oyuyor kendinden de kedileri sevmiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder